Aile, toplumdaki en önemli unsurlardan biri olarak tarih boyunca ikamesi olmayan bir kurum olarak varlığını sürdüregelmiştir. Aile, toplumsal uyumun ve nesiller arası dayanışmanın geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Aile çocukların ilk okuludur, sosyalleşmenin gerçekleştiği ilk ortamı sunar ve değerlerin geleceğe taşınmasında anahtar rol oynar. Aile, birey ve toplum arasında sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için çocuklara ihtiyaç duydukları becerileri kazandırır. Ayrıca aile kurumu, aile üyelerine sağladığı maddi ve manevi destek ile sosyal koruma sağlar, kimlik gelişiminde kritik bir role sahiptir ve güç durumlarda dayanıklılık ve istikrar kaynağı olarak aile fertlerine güvenli bir ortam sağlar. Bir başka ifadeyle toplumlar, aile kurumu üzerine bina edilmiştir.

Ailenin, toplumun doğal ve temel grup birimi olduğu, toplum ve Devlet tarafından korunmaya hakkı olduğu İnsan Hakları Beyannamesi başta olmak üzere birçok uluslararası sözleşme ve belgede yerini almıştır. Bu anlamda, aile uluslararası insan hakları metinlerinin öznesidir. Bununla birlikte, aile kurumunda 1970’lerden itibaren önemli değişimler ve dönüşümler yaşanmıştır. Evlenme oranlarının azalması, boşanmaların artması, doğurganlık hızının azalması, evlenme yaşının artması, tek ebeveynli aile ve yalnız yaşayan birey sayısının artması gibi aile kurumunda meydana gelen olumsuz değişimler uzun vadede toplumları tehdit eden bir duruma geldiği için birçok ülke aile kurumunu güçlendirecek politika arayışı içindedir.

Küresel ölçekte birçok ülkede doğurganlık hızında yaşanan belirgin düşüşler başta olmak üzere demografik yapıda yaşanan değişimler alarm verici düzeye gelmiştir. Ülkelerde genç nüfus oranı azalırken yaşlı nüfus oranı ise artmaktadır. Küresel ölçekte özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde uygulanan anti-natalist politikalar, demografik yapının değişip dönüşmesinde etkili olan temel faktörler arasında yer almaktadır. Bunun yanında aile ve evlenme kurumunda meydana gelen değişimler, eğitim, kalkınma, kentleşme, istihdam, bireyselleşme ve cinsiyetsizleştirme gibi birçok faktör bu değişimi hızlandırmaktadır. Bu durum sosyal hizmetler ve sağlık hizmetlerde sorunların artmasına, sosyal güvenlik sisteminde gelir-gider dengesizliklerine ve iş gücü piyasasında sorunlara yol açarak aileler üzerinde de baskı oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ilk uluslararası belgelerde ailenin önemine yapılan atıflara rağmen son yıllarda aileye yapılan vurgunun azaldığı görülmektedir.

Ailenin, evliliğin ve çocuk sahibi olmanın değer ve önemini hedef alan olumsuz söylemlerin artması, geniş aile içindeki dayanışma ve sosyal destek ağlarının değersizleştirilmesi, çocuk ve gençlerin sağlıklı gelişimini tehdit eden zararlı akımların artış göstermesi, aileyi tehdit eden dijital yapım ve içeriklerin sıklıkla medya ve internet mecralarında yer bulması, bireyselleşme, tüketim ve materyalist değerlerin hâkim olduğu yaşam tarzının teşvik edilmesi gibi pek çok faktör aile ve evlilik kurumu için ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Bu bağlamda, bu zorlukların üstesinden gelinmesi, ailenin her türlü zararlı eğilimden korunması, sağlıklı nesillerin yetişmesi ve güçlü nüfus yapısının istikrarlı bir biçimde sürdürülmesini teminen aile kurumunun güçlendirilmesine yönelik politikaların toplumsal hayatın her alanına nüfuz edecek şekilde uygulamaya konulması ihtiyacı devam etmektedir. Aile kurumu hem bireylerin hem de toplumun genel refahı ve istikrarı için vazgeçilmez olup ailenin korunması ve güçlendirilmesi ortak bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır.

Uluslararası Aile Forumu, aile ve evlilik kurumunun korunması ve güçlendirilmesi, nesillerin ve güçlü bir nüfus yapısının korunması doğrultusunda üst düzey yetkilileri, uzmanları ve diğer paydaşları bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Bu forum, ailelerin ve toplumların karşı karşıya olduğu zorlukların ve fırsatların daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmayı; aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve ailelerin toplumlarımızdaki kritik rollerini yerine getirirken daha iyi desteklenmelerinin yollarının tartışılması için ortak bir platform oluşturmayı hedeflemektedir. Bunun yanında, uluslararası platformlarda aile kurumunun ve değerlerinin korunması konusunda ortak bir tutum belirlenmesine yönelik somut bir girişim ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, söz konusu etkinlik sonucunda bir ortak bildiri yayınlanması hedeflenmektedir. Ayrıca, ilerleyen aşamalarda bu bildirinin BM başta olmak üzere çok taraflı uluslararası kurumlar nezdinde karar tasarısı olarak gündeme gelmesi için çalışmalar yürütülebileceği değerlendirilmektedir.

Belirlenen temalar çerçevesinde üst düzey paneller, serbest kürsü, yuvarlak masa toplantıları ve atölye/sergi gibi etkinliklerin gerçekleştirilmesi tasarlanmaktadır. Çeşitli ülkelerden aile ve sosyal hizmetlerden sorumlu bakanların, yuvarlak bir masa toplantısı aracılığıyla bir araya gelmeleri ve aile konusuna ilişkin fikir teatisinde bulunmaları planlanmaktadır. Sempozyumda ulusal ve uluslararası düzeydeki uzmanların katılımıyla “Son Derece Kârlı: Küresel Tehditlerin Bireylere, Ailelere ve Topluma Bedeli”, “Kurgu ile Gerçek Arasında: Kültür, Sanat ve Medyada Aile”, “Ekranlar Çağında Aile Olmak” ve “Aşırı Nüfus Miti: Küresel Gündem Nüfusun Azalmasına Nasıl Katkıda Bulundu?” başlıklarında paneller gerçekleştirilecektir.